22 Mayıs 2010 Cumartesi

Doğum Tarihim : 12 Temmuz 1997
Doğum Yerim : Burdur Merkez
Zaaflarım : Şanlı Fenerbahçe, Kurt Cobain, Rock Music, Gitarım, Arkadaşlarım

HAKKIMDA

12 Temmuz 1997, Burdur doğumluyum. Burdur'da çocukluğumu biricik babaannemin yanında geçirdim (üzerimde emeği çoktur, Allah ondan razı olsun! ) . Anaokuluna Özboyacı İlköğretim Okulu'nda başladım. 1. sınıfın ilk dönemine kadar orada devam ettim ve daha sonra ailemle Lapseki'ye taşındık. Gitmeden çnce orada bir arkadaşımın hazır olduğunu biliyordum. Babam bahsediyordu. Hayatta ki en iyi vazgeçilmez arkadaşım olan Salih! 2. sınıfa kadar beraber hınzırlık dolu bir öğrenci hayatı yaşadık! Ama inanın ki zordu! Neden mi? Sınıf öğretmenimiz Salih'in babasıydı! Burada 3. sınıfa kadar eğitim gördüm ve daha sonra Şehr-i İstanbul'a yerleştim. Vali Rıdvan Yenişen İlköğretim Okulu'na kaydım yaptırıldı. 5. sınıfın sonuna kadar derslerim hep iyiydi ama hırs ve azim denen şey yoktu bende. Zeka sayesinde kurtardım hep yoksa açıpta çalıştığım yoktu. Bu yüzden babamla ( genelde tartışırız ama eminim vazgeçilmezlerimden biri o! ) tartıştık. Birçok kolej sınavlarına girdim ve burslar kazandım. 6. sınıfa devam etmek için kaydımı Mimar Sinan Koleji'ne yaptırdım ( iyi bir okul ama bazen çok baskıcı olabiliyor :D ). SBS için eşek gibi çalışmaya başladım ve hala çalışıyorum ( lanet olsun :P ).

Bütün bunların yanında Salih ile birbirimize çok uzak olsak bile arkadaşlığımız çok yakından devam ediyor. Yazdan yaza da olsa ( ki bu benim için çok uzun bir süre! ) görüşüyoruz. Tüm bloglarıma kardeşim Salih ile imza attım. En büyük çalışmalarımız GameDownCity ve Rock'n Qank ( şu aralar Rock'n Qank'ı biraz boşladık.)

Tam bir Rock adamıyım. Yaşam felsefem. Her zaman iç içeyiz.

Sayılsalcı bir öğrencilik hayatım var ama hem sözelim hem de sayısalım hiçbir zaman tam anlamıyla iyi olmadı. Her öğretmenden kolay kolay hoşlanmam. Levent Hoca ( Dersanede ki Sosyal Öğretmeni ), Tülay Hoca ( Okulda ki matematik öğretmeni ) , Ayşe Hoca ( Dersanede ki Türkçe öğretmeni ) ve Şule Hoca ( Okulda ki sosyal öğretmeni ) benim sevgimi kazanmış öğretmenlerdir. Ama Levent Hoca'nın bende ki yeri ayrıdır.
Her ne kadar sayısalcı olsam da her zaman Sosyal Bilgiler'i tercih etmişimdir ( özellikle İpek Yoldunda Türkler ünitesinde Türklük duygularım kabardığı için ).

Fenerbahçe'nin ise bende yeri apayrıdır. Manchester United vs. Fenerbahçe maçından sonra anladım ki Fenerbahçe'nin önemi bende hiç anlamını yitirmeyecek ( hele şu günlerde anons skandalı ve iki kupayı da Trabzonspor yüzünden kaybettiğimiz sıralar ). O maçta daha çok küçüktüm ama unutamıyorum. Hayatımın efsanesiydi.

Kurt Cobain'i ( en sevdiğim Rock adamı keşke ölmeseydi ) en iyi dostum Salih aracılığıyla tanıdım. Ablasının, Kurt Cobain'e duyduğu sevgiden o da etkilenmiş ve bana bulaştırmıştı. O gün bu gündür Kurt Cobain üzerine Rocker bilmem!

21 Mayıs 2010 Cuma

Türkiye'nin Parlayan Yıldızı --> Avcılar


TÜRKİYE'NİN PARLAYAN YILDIZI
AVCILAR

Şehr-i İstanbul'un bir ilçesi olan Avcılar... 3 senedir buradayım ve gerçekten çok güzel bi' semt olduğunu düşünüyorum. Yakaladığımda Avcılar Spor'un maçlarına gidiyor, AvcılaGençliq ile beraber Avcılar Spor'u destekliyorum. Haftanın her günü okul çıkışı da olsa neredeyse hep oraya gidiyorum. Bazen söverekte olsa ( ki bu dersaneye giderken oluyor genelde :D ) oraya gitmekten çok hoşlanıyorum. En güzel zamanlarım Erkek Güçleri ile geçirdiğim zamanlar. Hep beraber eğlenceli işler yapıyoruz. Burger King'ten çıkmıyoruz, parkı işgal ediyoruz ve doyasıya oyun oynuyoruz! Bunu genelde stresi üstümüzden atmak için yapıyoruz. Erkek Güçleri, Avcılar'ın bendeki değerini arttırıyor. Dersanede de çok zevkli zamanlar geçiriyoruz. Kız Güçleri ile uğraşmak keyif veriyor.
Parlayan Yıldız'da her haftasonu sabahları Simit Sarayı'nda kahvaltı ediyoruz, haftalık denemelerden önce Burger King'te takılıyoruz ( barbekü sosu Furkan'a zorla yedirttiriyorum :D ). Kız Güçleri'nin liderini çökerttiğimizde ise büyük bir parti verdik!
Avcılar ile pek alakası olmasada maksat yazmak dimi :D

20 Mayıs 2010 Perşembe

Talihsiz Olay...

Şanlı Fenerbahçe'nin her aklı başında taraftarının da bildiği gibi pazar gecesi yaşadığımız bu talihsiz olay çok can sıkıcı bir durum. Bana sorarsanın kaybetmemizin üç nedeni var. Ama kesinlikle Fenerbahçe'nin o gece ortaya koyduğu futbol değil. Nedenler bence bireysel.

1. si tabii ki o gece olan Beşiktaş - Bursaspor maçı. Beşiktaş'ın savunma oyuncusu İbrahim Toraman benim düşünceme göre maçı satmış. Hemde hiç düşünmeden. 5-6 kez kasti hata yaptı. Zaten bunların ikisinde Bursaspor golü buldu. İbrahim Toraman yalnızca maçı değil kendini, kendi şerefini de satmış anlaşılan. Nedenini merak ediyorsanız kalesine attığı gölü göz önüne getirin...

2. olarakta Bülent Yıldırım. Trabzonspor'a çaldığı o sözde faul yüzünden gol yedik. Fenerbahçe daha defansa yerleşmemişken düdük çalındı ( belki de çalınmamıştı takip edemedim ) ve Trabzonspor hızlı bir atağa kalktı. Dürüst davranmalıyım ki gerçekten güzel bir goldü ama bana sorarsanız haksız bir goldü...

Ve son etkende Fenerbahçe'nin sözde golcüsü Güiza... O kadar çok pozisyon kaçırdı ki sayamadım! Hele o bakmadan vurduğu kafalık yok mu! Deli oldum! Bir insan bu kadar mı kör olur? Bakmadan vurdu topa! Kale neredeyse bomboştu ve güzel vursa Trabzonspor'un muhteşem kalecisi Onur o topu kurtaramazdı...

Gel gelelim diğer futbol camiasına. Neden herkes Fenerbahçe'ye düşman? Rakipleri olabilir ama Bursaspor hiç mi rakipleri değil!? Neden başkalarının parmaklarıyla burunlarını karıştırıyorlar? Şampiyon olamadıkları halde neden seviniyorlar? Çok yanlış çok...